13 Şubat 2012 Pazartesi

Duygu evlensin mi evlenmesin mi?

Herkese merhaba ! Bu sefer bir düşünce, yorum veya fikir içeren bir yazıyla karşınızda değilim..Bir anket başlatıyorum.

Duygu evlenmeli mi evlenmemeli mi?
Duygulu arkadaşım Duygu yaklaşık dört yıl süren ilişkisini noktalama kararı aldı..Evlenerek veya ayrılarak..Ben kendisinden izin alarak bunu blogda paylaşmak istedim.Bazı şeyler dışarıdan daha objektif görünüyor misali..Yorumlarınızı, olumlu olumsuz fikirlerinizi bekliyoruz J
Öncelikle şuradan başlayayım.. Çiftin ailesi birbirlerine taban tabana zıtlar. Biri Çinli diğeri Amerikalı değil ama zıtlar işte, uyumsuz olmak için çok da uzağa gitmeye gerek yok dimi ama... Aynı topraklarda büyümelerine rağmen tamamen farklı yaşam tarzlarına sahipler. Bir tek dinleri ortak ve aynı dili konuşuyorlar. Bu kadar yani. 
Kayınvalide olayı birçok yazıda ele aldığımız gibi maalesef bu durumda da oldukça etkili. Evin tek oğlu, annesinin kuzusuna gelin iyi bakar mı kaygıları içinde bir anne. Bunu her ne kadar dile getirmesede durumu gayet hissettiren şüpheci bir ebeveyn. Yani anlayağınız Duygu o aileye bir gelin olarak gidecek, bir kız evlat olarak değil. Babanın ağzı var dili yok Allah için..Ve bir cadı bir tanede standart iki adet görümce var ortada 

Duygu’nun ailesine gelince babanın prensesi, annesinin birtanesi... Eli sıcak sudan soğuk suya girmemiş bugüne kadar. Hala sabah kalktığında yatağını annesi toplar, işten gelince yemeği önüne tepsi ile gelir. Ne işten anlar, ne güçten.  Duygu bana sövüyordur bunları okudukça ama maskeleri çıkarıyoruz burada canımm....Duygu’yu daha iyi anlamanız için şunuda eklemek istiyorum.Annesi tatildeyken pantolanunun paçası sökülmüş ve bilhassa tanıklık ettimki o paçayı dikmek yerine koli bandıyla yapıştırıp gitti işe. Duygudan evini derleyip toplayacak bir gelin kesinlikle olamaz yani, ama gel görki Duyguu anne olmak ister..Asıl evlilik nedenide bu Duygu'nun, artık anne olmak istiyor.Hormonları fazla çalışıyor bu aralar, oyuncak bebek görse kucağında sallayıp uyutmaya çalışacak neredeyse J

Şimdi bunlar anlaşmış, birbirlerini sevmişler olayıda çok doğru değil gibi fikrimce. Anlaşıyorlar ama anlaşmak için gibi sanki.. Hobileri aynı değil, hayata bakış açıları aynı değil, güldükleri şeyler aynı değil, sinirlendikleri şeyler birbirinin benzeri değil..Birbirlerini severler mi diyeceksiniz, evet severler ama sanki buda biraz alışkanlıktan gelme bir durum..
 
Elbette ailesini geçecek olursak Duygu'nun sevgilisinin olumlu yönleri de var. Adam Allah için neşeli, güler yüzlü, saygılı bir insan. Karıya, kıza kur yaptığını görmedim daha. Biraz fazla konuşuyor ama o da çok kusur değil galiba. Çok kıskanç değil (bence bu önemli bir faktör, boğmaz insanı J), iyi bir baba adayı (hatta epey çocuk ruhlu, çocuğuyla birlikte eğlenmek için dünya para verdiği oyuncak arabaları duvarda kırabilecek cinsten J ). Evi var, arabası var, idare eder kazancı var. Şimdi ben de adamı kendime alıcam gibi oldu biraz ama analiz şart!

Duygu’ya aramızdaki samimiye güvenerek sordum Seks hayatınız nasıl ? 
Duygu: Ehh.Aman o kadar da önemli mi canım seks.Bir süre sonra herkesle ehh oluyor zaten.

Ben Deniz: Görev gibi mi yani? dedim, 
Duygu:Yok öyle değil ama delicesine bir istek de yok yani, yapsak ta olur yapmasakta..Hani sevişeceksin ki üreyesin.

Deniz: Yaa biscolata kahramanlarından biri olsaydı mesela, oradaki Fransız.. J (pehh bee)
Duygu: Ooooo her gun isterim valla.ahahhaha (karşılıklı kahkaha patlıyor)
Deniz: Onu sevdiğini hissediyor musun ?
Duygu: Yaa o çok iyi biri gerçekten, mutlu oluruz yani, bence (Ahhh be Duygu, değer mi be Duygu)

Anlayacağınız Duygu bu adayımızla biraz üreme odaklı. J Sevişmekle falan işi gücü yok. Ama öyleymiş gibi davranmıyormuş damat adayın, yani onu mutsuz etmek istemiyor.Maalesef birçok kadının yaptığı şekilde zevk alır gibi davranıyor, kendince masum bir oyun oynuyor, inandığı ilişkisini ayakta tutmak için.

Şimdi soruyorum size DUYGU EVLENMELİ Mİ EVLENMEMELİ Mİ ?

Belki dostum Duygu’nun kafasında birileri ampuller yakar.Duygu kararsızlığına çare bulur.

Yazan: Deniz

3 yorum:

  1. Filmin görünen yüzü birkaç yıl ve belki 1-2 çocuktan sonra monoton bir hayat yaşayacaklarını gösterir.

    Monotonluk zamanla sıkılmayı, sıkılma yersiz gerginlikleri, alakasız öfkeleri, öfke nefreti getirir:) Çok optimist değil bu yaklaşım belki:) Ama şunu sormak istiyorum bende; kurdukları bir hayal var mı? Çocuktan ve mutlu bir yuvadan başka? Hayal yoksa monoton bir yaşam vardır. Tabi istedikleri bu değilse:)

    Yani toplumumuzun bildik göbekli erkek, ev işi yapan kadın modelinde bir yuva istemiyorlarsa evlenmeden önce değiştirmeleri gereken çok şey var derim :) Ya da en iyi tercih evlenmemek yönünde olabilir:) Ayrıca insan cinselliği çok sık istemeyebilir ama arzulamaz mı ya :)

    YanıtlaSil
  2. 4 senelik evli ve 2,5 yaşında bir çocuk babası olarak Duygu evlenmesin diyorum. Evlilik oyun değil ve sorumluluklar ister. Bilmişlik taslamak istemem ama Duygu evlenmesin derim :)

    YanıtlaSil
  3. 19 yasindayim hikayem birebir ayni noktasi noktasina ayni bi ara beni nereden tanıyor bu bayan dedim.... kesinlikle. Ayni durumdayim bugün bi kararı vermek.icin evlilikle ilgili hikayeler okuyordum. Blogunuzu takip ettigim icin dusunce ve yazma tarafinizi eglenceli buldugum icin kafam dagilsin diye bi de kadinin kendine bakayım dedim... kendi hikayemi buldum soruyorum ne yapmaliyim....

    YanıtlaSil