20 Ekim 2011 Perşembe

Yurt genelinde alarm: Kuzey fırtınası!

Türküz, doğruyuz, popüler olan bir şeyi direk hayatımızın içine alır, itinayla kopyalayıp, biricik ve tekmişcesine itinayla yaşarız. Popüler olan, milletin diline dolanan dizilerden, filmlerden sonra o dizilerdeki karakterler birden hortlayıp, hücresel bir bölünmeyle çoğalıyorlar…

Bence Asmalı Konak ile başlayan bir serüven bu. Hani bir zamanlar bir Seymen Ağa vardı. Bizim ağa babasının ölümüyle reisliği ele almış, Batılı bir eğitim görmüş ama Anadolu'nun izlerini taşıyan geleneklerine bağlı güçlü, sert fakat duygusal, yurdum erkeğiydi. Dünyası kadınlara hükmetmek üzerine kurulu bu ağacık, zamanında evdeki beslemeye yavşamış hatta ondan olan çocuğunu şehirli karısından da saklamıştı. Ne de olsa ağa işte. Yeri geldiğinde kendi karısına bir tecavüz eder, yeri geldiğinde aşk böceği kesilir.  Şehirli kadını da bir sirk eğitmeni edasıyla eğitir, kıvama getirir, ondan gerçek bir hatun yaratır.  Asmalı Konak’tan sonra her köşe başında bir ağa türedi tabii… Ne entelektüel dediğimiz marjinal kadınlar bile ulan olsa da böyle bir ağa bizi de alsa kanatlarının altına diyerek resmen dönüşüp, mutasyona uğradılar. Bazıları da çakma ağaların peşine takılıp, Bahar olmaya doğru yola çıktılar. Yalancı Bahar oldular sonunda....
Çocuklar Duymasın ile hayatımızda sanki yokmuş gibi Taş Fırın erkeği giriverdi. Bir o eksikti yani. Biz kadınların yontulmamış odun diye tabir ettiği bu tip, sempatik mi sempatik, şirin mi şirin bir dille anlatıldı. Bundan güç alan oduncuklar da yaaa yontmayalım kendimizi taş fırınız ulan biz, light mı olacağız bu yaştan sonra saldılar çayıra ki mevlam kayıra. Etrafımızda birden taş fırın erkekleri türedi...  Taş fırın biraz sonra anlatacaklarımın yanında masum kalıyor bu arada…

Gelelim Issız Adam’a…Ağzımız sulanarak izlediğimiz ayyy canım ıssız kalmış zavallı dediğimiz tipin altında ıssızlık değil narsisizm yatıyor. Abi mutfağa bir giriyor, el çırpmalar, elemanları çevresinde toparlamalar. Sapık sapık tatmin olmaya çalışmalar. Yok grup seks mi yapsam yok ata biner gibi mi binsem şu avrada pozlarında.  Öte yandan da gözüne kestirdiği kendine aşık etmek için yapmadığı maymunluk kalmıyor adamın. Açıkçası kızın ağzından girdi herif burnundan çıktı. Yok en sevdiği kitabı bulmalar, yemekler pişirmeleri,  sürprizler…. Adam narsist işte. Aşık etti kendine olay bitti. Kız adama aşık olduğu anda tekmeyi yedi.  Çünkü o bir değil binlerce kadının ilgisini istiyor. Dünyanın kendisi ayna olacak, muhteşem bir şekilde onu yansıtacak.
Neyse biraz daha yakın döneme bakalım. Şimdi Muhteşem Sülüman’lar ve Kuzey’ler dönemine girdik. Oldukça vahim… Sülüman zaten her erkeğin hayalinde yaşattığı hayatı bir zat yaşayan bir karekter. Harem dolusu cariye, kime isterse ona atlayabileceği, asla reddedilmeyeceği, bir sözüyle kelle uçurtan koca sülümann… Aşık ama o kadar! Hürrem köşede beklesin Sülüman canı istediğinde gelsin, iki mısra şiir okusun, sonra cariyelerine atlasın!  Osmanlı sarayında gerçekten yaşamış bir Sultan Süleyman. Ama sen gel bu karekteri 21.yüzyılda yeniden yarat. Olacak iş mi? Ortalık kendini sultan sanan,  ama matrakçı bile olmayacak tiplerden geçilmiyor. Çevreme bakıyorum da muhteşem sülüman bazı erkeklerin ruhlarını esir almış durumda.

Bir de Kuzey Fırtınası var tabi… Resmen son nokta. O bir vahşi, babanemi bile tahrik edecek bir vücuda sahip, korkusuz, laf altında kalacağına taş altına kalmayı tercih edebilecek biri, aşık olduğu kızın gözüne kum atan, ona hayatı zindan eden, ağzından güzel bir söz çıkmayan, kavgacı, belayı mıknatıs gibi çeken, ona buna laf atan, kısa cümleler kuran, az konuşan, iyi sevişen, bulaşık yıkayan, kolay para kazanmanın yollarını bilen, korkularını aptal cesaretiyle maskelemeyi tercih eden, kötü giyinen, babasından gördüğü şiddeti hayatına yayan bir adam. İçinde Kıvanç Tatlıtuğ olduğu için izlerken ağzımız sulanıyor ama Kuzey Fırtınası Türkiye’ye yayılırsa fena olur. Zaten şimdi bile sağa bak bir Kuzey, sola bak bir kuzey!
Yani olan yine biz kadınlara oluyor. Kuzey’ler bir yandan, Sülüman’lar öbür yandan, Issız Adamlar arkadan, Seymen ağalar karşıdan, Taş Fırınlar da alttan alttan dört bir yanımızı sardı... Erkekler hangisini seçsem, kim olsam derdindeler… Farkında değiller çünkü… Biz Hürrem değiliz, biz Cemre değiliz, biz Ada değiliz, biz Meltem değiliz!!!!

Yazan: Reçel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder