25 Temmuz 2011 Pazartesi

Ev gereçleriyle bitmez tükenmez savaşım

Birçok evli kadın gibi ben de en az yaşayacağım seks hayatı kadar şık ve kullanışlı ev gereçlerinin hayalini kurdum. Bunları uyumlu bir şekilde bir araya toplamak için de uzun uzun dolaştım. Mağaza, mağaza gezip en fonksiyonel ütüyü, en güzel çamaşır sepetini, en hijyenik elektrikli süpürgesini, on parmağında on marifet mutfak robotunu, en şirin nevresim takımını aradım durdum… Neyse sonunda evimin yardımcılarından uyumlu bir takım kurmayı başardım… İlk kullanımlarında hepsini çok sevdim… Amaaa sevgimin nefrete dönüşmesi çok da uzun sürmedi…Bu takım oyuncularının kaptanları olmadan bir boka yaramadığını kısa zamanda anladım. Neredeyse hepsi beni sinirden bir kez ağlatmayı başardı.


Artık hepsi düşmanım gibi. İçlerinden en çok da ütüye gıcık oluyorum. Hatta öyle gıcığım ki bu alete sinirlerimin bozulması için makineye çamaşırları atıp yıkamaya başlamam yetiyor. Eee biliyorum çünkü o çamaşırlar önce yıkanacak, sonra asılacak ve sonra toparlanarak bir yığın olana kadar bekletilecek. Üzerine yeni çamaşırlar koyunca devrilirse eğer ütü vakti gelmiş demektir. Sevgili eski sevgilim yani şimdi duyarsız eşim küçük poposunu koltuğa yayıp bir yandan televizyon izleyip, keyifle birasını yudumlarken benim ütüleyememe işkencem başlayacak… 



Saatlerce sür ütüyü, çift çizgiler mi dersin, üstü ütülerken altın kırışması mı dersin off off deme gitsin. Bu işkence anlarında izlediği filmdeki esprilere gülen, küçük kahkahacıklar atan eski sevgilime deli oluyorum. Benim ütüyle yaptığım savaş umurunda bile olmuyor. Bazen böyle anlarda sevgili eski sevgilimi o ütü masasında yatırıp bir güzel ütülemek, düzeltmek geliyor içimden. Yani kısacası ütüyle aram çok kötü. Hatta o kadar kötü ki öle bayıla aldığım çamaşır sepetini bile görünce tekmeleysim geliyor. Ütü evlilikleri baya bir kırıştırıyor galiba. 

Bir de elektrik süpürgesi var tabii. Hani su hazneli olanlardan. Bir önceki kullanımda yıkamadığım için önce kovanın içini kaplayan kirleri temizlemem gerekiyor.  Sonra suyunu koy, aman çok oldu dök, biraz daha ekle derken sonunda her şey tamam olunca çalıştır bakalım. Çalıştırıyorum çalıştırmasına bu sefer yok koltuğun altı, yok ucuna takılan saçlar, yok fişi uzamaz derken ayağımı, kıçımı bir yerlere vurmuş ve çoktan birkaç yerimi morartmış oluyorum. Suyu dökme faslı gelince makinenin su haznesi ne kadar pis olduğumuzu her defasında yüzüme vuruyor. Hani hijyenik ya haspam ondan…

Çift kişilik nevresim takımlarını ve çarşaflarını ortadan kaldıracak inovatif bir ürün bekliyorum. İki kişilik bir yatağı değiştirmek için şekilden şekle girip, yatağın etrafını en az on kere tavaf etmekten ve kan ter içinde kalmaktan bıktım adeta…

Severek aldığım, paracıklarımı feda ettiğim ev gereçlerinden bıktımmm bıktımmm.. Tabii beni bu savaşta yalnız bırakan eski sevgilime de bayılmıyorum artık. Ne diyeyim sevgili eski sevgilim sağolsun. Küçük popoçuğu rahat olsun.

Yazan: Reçel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder