25 Temmuz 2011 Pazartesi

İlk gece hayal kırıklığım…

Bütün hazırlıkların tamamlandığı günün sonundayım..Nasıl geçti anlamadım şu üç rezil ay..Sonu gelmeyen bir liste, gercekten hiç de kolay değilmiş yeni bir ev kurmak. İlk olarak filtre kahve makinesini aldım, sabahları bol aşklı gecelerden uyanmak için..’Ne bu’ diye baslayan annemin vıdı vıdıları bitirdi beni.. Tencere tavadır önce alınması gerekenler kızım, filtre kahve makinesi de ne oluyor böyle’..Anlatamıyorsun 35 yıl öncesinin annesine..Anne biz sevişeceğiz, hem de sabahlara kadar..Sonrada iki saatlik uykularla işimize gücümüze gideceğiz..Hem çok sevişgeniz biz..Bunca yıldır tabularının kafamı yemişliği yüzünden sevişemedim zaten..Evleniyorum ben, bunca yılın acısına her gün sevişeceğiz işte diyemiyorsun tabi..


Neyseki bitti artık işkence..Gece boyunca karnımda uç uç böceklerinin zıplamasından uyuyamama rağmen sanırım yarım saatlik bir uykuyla ve iğrenç şiş gözlerle sabah 7 de başladım güne..Uyku hapı almış gibiyim, gözlerim kapanıyor, korku filminde katili yanı basına gelmiş kurban gibi açıyorum gözlerimi, yok olmuyor gene kapanıyor..Başka çare yok, kahveden önce ayılmak için şöyle sağlam bir duşa girmenin zamanı geldi artık.. Aman Allahımmmm bir sürü iş var bugün, birden bir korku ve telaş sardı içimi..Kuaför, saç, makyaj, ağda, kaş, bıyık, manikür, gelinliğin içine sığmaca, memeleri içeri tıkmaca..Nikah, yemek, arkadaşlarla eğlence ..Vee uzun zamandır beklediğimiz uzun saatler sürecek olan sevişmeler, öpüşmeler…Ayyy cok heyecanlıyım, heyecandan öğğğ diye kusacağım şimdi.. Bu karmaşık duygularla hızlıca alıyorum duşumu, üstünede koyu bir kahve patlatıyorum..Evet işte güne hazırım şimdi..

 Parmak arası terliklerimi ayağıma taktığım gibi doğru kuaföre..Ağda (ne de çok kıl tüy varmış bende) , kaş, saç, makyaj, duvak derken saat 16:00 oldu bile..Ohhh damat beyler yalandan bir damat traşı olmuş arkadaşlarıyla birlikte  geyikte..Biz burada çığlık çığlığa tam vücut ağda ile ağlayalım zırlayalım.. Neymiş efendim pürüzsüz görünelim beyimize, aklını başından alalım..Ya benim midem bulanırsa onun kılından tüyünden, soran varmı ? Yok tabi..Demeye hakkın var mı? Yok tabii…

Fotoğraf çekimi, gelin konvoyu kabuslarını anlatmadan koşarak geçiyorum..
Nikah masasına doğru ilerliyoruz..İçimden bir ses HAYIRR! HAYIRR! diye çığlık atıyor. Ben ise onu kaşları çatık, kızgın bir anne edasıyla susturmayı başarıyorum…Ve işte orada, en yakın arkadaşım el sallıyor, umutlu , mutlu , gururlu bir yüz ifadesiyle.. Gözlerine bakıyorum, bir ışık yakalamak istiyorum, beni kandıracak yolumdan geri çevirecek bir ışık, goremiyorum yada farkedemiyorum..Ne tuhaf ki insanın kendini yıllardır hazır hissettiği, ‘tamam artık olur’ dediği bir durumu sıra gerçekleştirmeye geldiğinde,  hazır olup olmadığını sorgulaması..

Evetler dendi ve bir klasik daha yaşandı ardından.. Duvak açıldı, alnın tam ortasına kocaman tükürüklü bir öpücük kondu.. Bari dudağıma bir öpücük kondursaydın söyle en masumundan..Belli ki geceye kaldı masum öpücükler..

Eğlenmek gibisi var mı be..Kasım kasım kasıldığım salondan çıktımda sonunda arkadaşlarla şöyle vur patlasın, çal oynasın modunda dönüp duruyoruz..Bu gece farkettimki bütün şarkılar bekarlara yazılmış..Şöyle insanı umutlandıran bir evlilik şarkısı yok mu?..Buldummm.’Çocuk da yaparım kariyer deeee…’ Çalınnn çalınn diye bağırıyorum. Danslar, şarkılar,tangolar havada uçuşuyor..Elbet bitiyor herşey gibi..

 Sevgili eşime haince yapılan plan ve kadim dostlarının yumruk darbelerinden sonra sonunda evimizdeyiz..Her şey ne güzel görünüyor gözüme..

-Evimiz ne güzel dimi aşkım yaa.
-Hıhıı evet aşkım..Çok güzel.
Sanıyorum konuşmak istemiyoruz çok fazla..Daha önemli işlerimiz var  ve gerginiz...Ve işte o beklenen harika öpücük konuyor dudaklarıma..Evlilik koşuşturması içinde ne kadar zamandır birbirimize dokunmadığımızı fark ediyorum..Ama bu öpüşlerinde bir sonu gelsin artık, hadi bebeğim al kollarına beni..Derken özenle hazırlanmış bir hediye paketi konuyor kucağıma..Canım sevgilim nasıl da zarif düşünüyor..Büyük bir heyecanla açıyorum süprizimi..


Bu ne ya ? Aşkım bu ne !
-Önlük aşkım
-Ne önlüğü bu be?
-Mutfak önlüğü aşkım, giysene görelim…
-!! ????
-Eee hadi aşkım..
-Şimdi mi?
-Tabi şimdi…Sonrada bana mutfaktan seslen yanına geleyim..
-Fantezi yani ?
-Tabiki aşkım, bak göreceksin çok güzel olacak..

İçimden küfürler yağdırark soyunuyorum odada..Önlüğü boynumdan geçiriyorum o anda fark ediyorumki önlüğün üstünde ‘s.. beni’ yaziyor..’Bu ne yaaa, ilk gecemizin muhteşem anısı bu mu !! Allahım rüya olsun..Henüz bir kere bile keyifle krep yapamadığım mutfağımda ‘s.. beni’ yazan sevgili kocamın utanmadan hazırlattığı şu iğrenç önlüğü giyip onunla sevişecekmiyim yani..

Hani saçlarımı okşayacak, dudaklarıma usulca dokunacak,bütün bedenimde elleri gezinecekti…Hani beni o ilk ana hazırlayacaktı sevgilim. Hoş bunuda hiç konuşmamıstık ya bugüne kadar..Ben bu kadar kibarlığın, öpulen ellerimin, bakılan gözlerimin ardından bunu hayal ettim kendi kendime belkide..Bunları düşünüp dururken kelimeler çıktı dudağımdan..

-Seni bekliyorumm..Islığı bekleyen azgın birrr boğaaa gibi girdi içeriye..
-Seni çok istiyorum.
-‘İste bakalım nasıl istiyorsun küçük boğacık’ diyemedim tabi…Hoppp 15 dk..

‘Bu ne yaaa’ ‘Ne oldu  simdi’..Ardından sevgili şirin, öküz eşimden şu sözler dökülüyor..

-Aşkım çok güzeldi..
-Ne güzeldi be, ne güzeldi..
-Ama çok yorulduk, balayına çıkacağız yarın, sarılıp uyuyalım hadi sevgilimm.
-hıhı evet uyuyalım..(Sen hiç uyanma hatta, kendine müslüman bencil hayvan türü..Ne ulen bu, ben balayı falan istemiyorum, bu önlüğü bir daha giymem, sana da sarılıp falan uyumam geri zekalı herif..)
Bütün sözler icimde patladı tabi…Offff bu kadar zamandır beklediğim bu  muydu yani..Ustünde ‘s.. beni’ yazan bir önlükle birlikte 15 dk suren mutfakta geçirilen ilk gece..


Horultular içinde yanımda uyuyan adama rağmen uyumaya çalıştım bütün gece..Hangi ara daldım uykuya bilmiyorum..Sabah üstümde bir kolun ağırlığı ile uyandığımda usulca kalktım yataktan..Bir an uyanacakta başıma şu iğrenç önlüğü geçirecek diye ödüm koptu valla… Bavullarımızı 2 saat sonra çıkacağımız yolculuğa hazır olması için arabamıza indirip yerleştirdim..Sonra yukarı yeni evime çıktım , mutfağa girdim..Mutfağımla ilk tanışmamız hiç hoş olmamıştı gerçekten..Çaydanlığı zor bela buldum, ilk kadınlık görevim olan sabah kahvaltısının çayını ocağa koydum..Annemin sesi kulağımda ’Tencere tavadır önce alınması gerekenler kızım, filtre kahve makinesi de ne oluyor böyle’ neden haklıymış anladım.. Gözüme ilk çarpan dünya para döktüğüm şu çok fonksiyonlu kahve makinesini bir tekmeyle indirdim aşağıya, ‘bol aşklı gecelerden uyanmak içinmişmiş, oldu canım

İçimde gene bir Nil Karaibrahimgil ezgisi ‘Aşk bu mudur, budur…!’


Yazan: Deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder