19 Eylül 2011 Pazartesi

Deniz'in deniz gibi günü

Harika bir cumartesiii...Koskoca yataktan döne döne uyanıyorum, uyuyorum, uyanıyorum...Ohhhh kalvaltı da hazırlamayacağım..Mecbur olmadığıma inandığım halde her sabah vicdan yaparak hazırladığım kahvaltı…Bekar günlerimden kalan tatlı bir tat damağımda..Bir zıplayışta kalkıyorum yumuşacık yatağımdan..Ellerimle iki yanağımdan bir makas alıyorum, kendi kendimi bir güzel seviyorum.

Yüzümü yıkayıp, diş fırçalama faslı bitene kadar kahvemin suyu kaynadı bile, mis mis.. Kahvemi yudumlarken bir yandan bana harika bir enerji veren ‘Zaz’ ın albümünü dinliyorum. Uzun zamandır yapmayı ertelediğim o kadar çok şey var ki bir sürü plan geçiyor kafamdan. En çok kimi özledim, kiminle buluşsam bugün, nereye gitsek? Ve iç sesim yetişiyor çaresizliğime....’En çok seni özledim’ diyor.Evet en çok kendimi özledim. Sevgili kocam daha 1 hafta daha iş seyahatinde.Herkesi görecek bolca zamanım olacak..

Çok  vakit kaybetmeden kocamın gözünden sakındığı Vespa’sına atladığım gibi kendimi Bağdat caddesinde buldum.. Karış karış gezdiğim mağazalardan iki el dolusu hediyeyle çıktım. Hediyelerin hepsini elbette kendime almıştım.
Vapiano’da harika bir salata ve bir kadeh buz gibi beyaz şarap ısmarladım kendime .Her ay düzenli aldığım dekorasyon dergilerine göz gezdirdim yemeğimi yerken. Sessizce ve kendine ait bir zamanda keyif yapmak ne de güzelmiş. En son ne zaman yaptığımı bile hatırlayamadım bu küçük keyfi. Güzel öğle yemeğimden sonra kocamın motoruna atladığım gibi sahil yolundan mis gibi deniz kokusunu içime çeke çeke tuttum evin yolunu. Eve girerken her zamanki neşesiyle beni tatlı mı tatlı kızım karşıladı.. Belli ki çiş, kaka gelmiş..Alışveriş torbalarını kapıdan içeri bıraktığım gibi kızımla birlikte neredeyse her gün yaşadığımız çiş kaka maceralarından birini yaşamaya çıktık..Yan binadaki komşumuz Esra’nın çapkın oğlu Fındık kızıma aşık. Bizim kızı her gördüğünde ütüne atlayıp çiftleşmek ister:) Bizimki de hiç hoşlanmaz bu durumda. Annesine çekmiş, bende sevişmek istemediğim zaman ısrar edilirse çok agresif ve saldırgan olabiliyorum:)
Güzel evimde küvetim vücudumu rahatlatmak üzere banyo köpüğü ve sıcak su ile dolarken bende aksam için kendime az kalorili enfes yemeğimi hazırlamaya koyuldum..Özenle seçtiğim şarabım dolapta soğumadayken attım kendimi köpüklü banyoya..Offf ne keyiftir buu yaaa yaşasın bekarlık, yaşasın seyahate çıkan kocalar..
Mum ışıkları, sessizlik ve huzur içinde gecen banyo keyfinin ardından üstümde yumuşacık bambu bornozumla doğru mutfağa süzüldüm.Muhtemelen komşuların dinlerken küfürler yağdırdığı karga sesimle bayıla bayıla ve bağıra bağıra şarkılar okuyup kadehimden şarabımı yudumlaya dururken iste hazırdı enfes,masum,az kalorili yemeğim..( yemeğin tarifini yazının sonunda vereceğim. Eli kaşık, çatal tutan herkesin kolaylıkla yapacağı çok keyifli bir yemek. İsmini duyunca ığğğ demeyin mutlaka deneyin, çok lezzetli.)
Romantik bir film eşliğinde yemeğimi ve bir şişeye yakın şarabı hüplettikten sonra saate bir baktım ki gece 2 yi vuruyor. Bomboş yatakta sere serpe uyuma aşkı bütün vücudumu sardı adeta. Bugün alışverişte aldığım harika iç çamaşırlarımı elbette ilk kendime giydim.Yeni değişmiş mis gibi yatağımda kocamın evin içinde dolaşmasına bile tahammül edemediği kızımı elbette yanımda uyuttum. Güzel geçirilmiş gecenin ardından uzun zamandır görmediğim güzel rüyalar gördüm o gece uyurken..Onlarda bana kalsın:)

Yazan: Deniz

Bu tarif keyifle takip ettiğim http://cafefernando.com isimli bir yemek sitesinden alınıp uygulandı, afiyetle yendi ...

Vera’nın Kabaklı Böreği
4-6 kişilik
Malzemeler
  • 1 kilogram (3 adet büyük boy) kabak, 325 gram beyaz peynir, 150 gram ekmek, 1 ufak demet dereotu, 1 adet yumurta, karabiber, 100 gram Gouda (veya dil) peyniri
Yapılışı
  1. Fırınınızı önceden 200 derecede ısıtmaya başlayın.
  2. Kabakları yıkayıp kabuklarını soyun. Rendeleyip bir süzgecin içine aktarın ve ellerinizle sıkarak suyunu mümkün olduğu kadar fazla süzün ve fırına dayanıklı 25*25 cm büyüklüğünde (veya benzer büyüklükte) bir kaba aktarın.
  3. Ekmeği ıslatıp ellerinizle sıkarak fazla suyunu süzün ve ufalayıp kabaklara ekleyin.
  4. Üzerine ufak bir demet dereotunu ince ince kıyın.
  5. Beyaz peyniri elinizle ufak parçalara bölüp karışıma ekleyin. Üzerine bir adet yumurta kırın, tercihinize göre karabiber serpin (Vera yarım çay kaşığı kadar ekledi) ve bir çatal yardımıyla beyaz peynir ve ekmeği iyice ezmeye özen göstererek bütün malzemeleri karıştırın.
  6. Üzerini çok fazla bastırmadan düzleyin, ince rendelenmiş Gouda (veya dil) peynirini serpin ve önceden ısıtılmış fırında 200 derecede pişirmeye başlayın. Yarım saatin sonunda kontrol edin, eğer tepesine serptiğiniz peynir çok çabuk renk alıp yanmaya yüz tuttuysa bu sürenin sonunda tepesine fırın kabını tamamen örtecek büyüklükte bir alüminyum folyo serip 15 dakika daha pişirmeye devam edin (toplam pişirme süresi 45 dakika). Fırından alın, 10 dakika beklettikten sonra, hala sıcakken servis yapın.
  7. Eğer porsiyonlara bölecekseniz, daha ufak kaplar için pişirme süresi 35-40 dakika arasındadır. Dondurmak isterseniz streç filmle hava almayacak şekilde iki kat sarıp buzlukta bir ay kadar bekletebilirsiniz. Pişirmeden önce çözülmesini beklemenize gerek yok, sadece pişirme süresine göz kararı ek yapmanız (5-10 dakika arası) gerekecektir.

Afiyet olsun :)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder